Bağlanma yetişkinliğimizi nasıl etkiler?

Bağlanma Yetişkinliğimizi Nasıl Etkiler? Bağlanma yetişkinliğimizi nasıl etkiler?

Bağlanma, doğum öncesi dönemden başlayarak bebeğin birincil bakım verenle ilişkisine bağlı olarak şekillenir ve bireyin iş hayatı, ilişkileri gibi birçok alanı önemli düzeyde etkiler. Bakım verenle kurulan güvenli bağ bireyin hayatını olumlu yönlerde etkilerken, kurulan güvensiz bağ belirli alanlarda sorun yaşanmasına sebep olabilir. Bağlanma, birçok canlının dünyayı keşfedip hayatta kalabilmesini sağlayan evrimsel bir sistemdir. Burada bağlanmanın iki önemli amacı vardır: tehlikelerden korunmak ve bağımsız şekilde keşif yapmak. Bağımsızlık kazanırken birincil bakım verenin verdiği güven, bireyin etrafı keşfetmesini sağlar. Bowlby’ye göre bağlanma, bakım verenle olan uzaklığı düzenlemek için vardır. Bu durumda bakım veren, bebeğin verdiği sinyalleri duyarlı bir şekilde alıp bebeğin güvenliğini sağlar. Böylece bebekte, korku duygusunu azaltıp rahatlar ve yaşamın ileri  dönemlerinde güvenli bağlanma geliştirir.


Bağlanma, temelde güvenli-güvensiz olarak ikiye ayrılırken güvensiz bağlanma da kendi içinde kaygılı kaçıngan-bağlanma diye ayrılır. Güvenli bağlanmada çocuk, bakım verenin ulaşılabilir ve duyarlı olduğunu bildiği için, bakım veren yanından ayrıldığında stres yaşarken, geri döndüğünde onu kolayca kabul edip yatışır.Kaygılı bağlanmada çocuk, verdiği ihtiyaç sinyallerinin sürekli olması halinde bakım verenin yanında olduğunu öğrenir. Bakım veren tutarsız tavırlar sergiler. Bu durumda Çocuk, bakım veren yanından ayrıldığında yoğun stres yaşar ve geri döndüğünde kolayca sakinleşemez çünkü bakım verenin bazen var bazen yok gibi tutarsız davranışları, çocuktaki güvenlik duygusunun tamamlanmasını engeller. Kaçıngan bağlanmada bakım veren, çoğunlukla ilgisiz ve tepkisizdir. Çocuk duygularını gösterdiğinde bakım vereni fark etmez ya da ilgilenmez. Bu durumda çocuk kendi kendine yetmenin en iyi yol olduğuna inanır ve duygularını saklamayı öğrenir. Bakım veren çocuğun yanından ayrıldığında ya da geri döndüğünde, çocuk tepki göstermez ve ilgisiz davranır. Bowlby, bağlanma davranışlarının yaşam boyu sürmesini “içsel çalışma modeli” olarak adlandırdığı sistemle açıklamıştır. Model, tehdit esnasında bireyin, kendisinin ve diğerlerinin tutumlarını öngördüğünü ve ona göre davrandığını söyler. 


O zaman şunu söyleyebiliriz, erken çocuklukta kurulan bağlar, ilerideki yaşamımızı önemli ölçüde etkiler. Mesela güvenli bağlanmaya sahip bireyler, ilişkilerinde sınırlarını koruyabilir, duygularını rahatça ifade edebilir ve daha olumlu bakış açılarına sahip olabilirler. Kaygılı bağlanan bireyler, ilişkilerinde partnerleriyle sürekli birlikte olmak isteyebilir, yoğun terk edilme korkusu yaşar ve güvensiz hissedebilirler. Kaçıngan bağlanan bireyler ise genellikle yakınlık kurmaktan ve duygularını ifade etmekten kaçınır. Örneklerde görüldüğü gibi, çocuklukta kazanılan düşünce ve tutumlar, yaşamın diğer dönemlerimde kendisini göstermeye devam eder.

Özetle bağlanma, doğum öncesi dönemden başlayıp erken çocukluk dönemlerinde şekillenen ve ileriki yaşlarda kendisini göstermeye devam eden bir sistemdir. Yaşam boyu bu davranışların sürdüğü düşünülse de son araştırmalar, travmatik bir olayla, ilişki yaşanılan kişiyle ya da terapiyle bu davranış kalıplarının değişebileceğini göstermiştir.